29 Haziran 2009 Pazartesi

Asker-Sivil İlişkileri, Darbe Girişimleri: Türkiye ve İspanya

.
Akın Özçer
Emekli Diplomat
(1994-1998 İspanya)

16 Nisan 2009
Hispanatolia Sitesi


Türkiye’nin hızla değişen siyasi gündemine gelen, asker-sivil ilişkileri, darbe girişimleri, yeni anayasa çalışmaları, terörle mücadele, karşı terör örgütlenmesi ve AB’ne üyelik süreci gibi birçok konu Franco ertesinin İspanyası’nı anımsatıyor. Aradan geçen aşağı yukarı otuz yıllık sürenin sonunda geriye dönüp bakıldığında, 70’ler Türkiye’si ile İspanya’sı arasında lehimize olan farkın hızla kapandığı ve aleyhimize büyük bir farkın oluştuğu görülüyor. Bunu sadece demokratik kurumlar açısından değil, çok daha ölçülebilir olan ekonomik alanda açıkça görmek mümkün. O bakımdan, İspanya’da “demokrasiye geçiş” olarak adlandırılan dönemi, siyasi tarih veya anayasa hukuku gibi branşlarda ayrıntıyla incelemekte yarar bulunuyor.


Nisan ayı başında İstanbul’da yapılan Türkiye-İspanya konferansında oluşturulan çalışma gruplarından biri bu konuyu ele almış ama ayrıntılar üzerinde tartışma olanağı bulunamamıştı. İspanyollar yeni ve demokratik bir anayasayla taçlanan bu süreçte Franco döneminin hesabının sorulamamış olmasını bir “eksiklik” olarak nitelerken, Zapatero hükümetinin “Tarihi Bellek” yasasıyla diktatörlük döneminin kötü anılarını silmeye yönelik girişimini “atılması gereken bir adım” olarak desteklemişlerdi. Ancak genç kuşakların belki yeterince değerlendiremediği husus, o dönem İspanyası’nda Franco’yu belleklerden silmek bir yana, demokratikleşmeyi Franco’nun legal kurumlarına dayanarak yapma zorunluluğuydu.


Demokrasiye geçiş döneminin mimarı, kuşku yok ki, Kral Juan Carlos’tu. Franco’nun 1972 yılında çıkardığı bir yasa uyarınca, ölümünden sonra nasyonal Katolikliği devralan monark O’ydu. Ancak Juan Carlos, Frankist ideolojinin kendine verdiği yetkileri demokrasiyi inşa etmek amacıyla kullanacak ve bu süreçte Franco’ya bağlı Ordu’yu da, atanmışlardan oluşan Meclisi de denetimi altında tutacaktı. Başbakanlığa atadığı Adolfo Suarez’le birlikte, Franco yönetiminin düşmanları olan demokrat, sosyalist, ayrılıkçı ve komünistlere siyasi af çıkaracak, İspanya Sosyalist İşci Partisi (PSOE), Milliyetçi Bask ve Katalan Partileri PNV ve CİU ile İspanya Komünist Partisi’ni (PCE) yasallaştıracaktı. Bu siyasi partilerle ilk demokratik genel seçimlerin yapılmasını sağlayacak, seçim ertesinin siyasi kurumlarını hükme bağlayan Siyasi Reform Yasası’nın çıkmasında büyük rol oynayacaktı.


Her ne kadar Kral Juan Carlos’un Frankistler üzerinde “vaat edilen monark “ olarak manevî etkisi büyüktü ama Ordu’nun tümüyle gidişattan memnun olduğunu söylemek mümkün değildi. Nitekim General Santiago y Diaz de Mendivil isyan bayrağını açacak, ancak Suarez yerine liberal eğilimiyle tanınan Gutierrez Mellado’yu atayarak reform sürecinin devam etmesini güvence altına alacaktı. Suarez Siyasi Reform Yasası’nı Franco’cu Meclis’ten 59’a karşı 425 oyla geçirecekti ama asıl önemli olan katılımın % 77 olduğu referandumdan % 94 oranında “evet” oyunun çıkmasıydı.


Halkın Franco’nun ölümünden sadece bir yıl sonra reform sürecine verdiği büyük destek, ilk demokratik seçimlerde Frankizmi tümden silmesiyle daha da büyük bir anlam kazanacaktı. Öyle ki Suarez’in kurduğu merkez partisi UCD ile merkez sol PSOE toplam oyların % 65’ini, diğer partiler de aşağı yukarı geri kalanını (PCE % 9,5, AP 8,5, Katalan ve Bask milliyetçiler % 6) alarak halkın Franco’nun safsatalarına hiç değer vermediğini ortaya koyacaktı.


Demokrasiye geçişin ikinci aşaması genel seçimlerden çıkan parlamentoda başlayacak, Kral Juan Carlos, Temsilciler Meclisi ve Senato’dan oluşan parlamentodan yeni ve demokratik bir anayasa hazırlamasını isteyecekti. İki Meclis ve komisyonlarında yürütülen yoğun çalışmalar sonucu İspanya yeni anayasasına kavuşacaktı. Hem de terör örgütünün Ordu’yu tahrike yönelik eylemlerini arttırdığı ve Ordu’nun ileri gelenlerinden İspanya’nın bölünmekte olduğuna ilişkin görüşlerin bazı basın organlarında yer bulmaya başladığı bir dönemde.


1978 Anayasası İspanya’yı o dönemde olabilecek en geniş toplumsal mutabakata dayanan, eksiksiz bir demokrasi oluşturuyor. Bu mutabakatın içinde, kuşku yok ki, Ordu’da baskın olan Frankist unsurlar da, ETA da (genelde ayrılıkçı Bask milliyetçileri de) bulunmuyor. Anayasanın İkinci Cumhuriyet döneminden esinlenen ama genelleştirilmek suretiyle denetim altında tutulmak istenen özerklikler sistemi olsun, evrensel ilkeleri tümüyle benimseyen demokratik niteliği olsun, bu aşırı uçları dışlıyor.


Demokrasiye geçiş döneminin dönüm noktasını, kuşku yok ki, 23 Şubat 1981 tarihli askeri darbe girişimi (Duque de Ahumada operasyonu) oluşturuyor. Operasyon emir-komuta zinciri çerçevesinde yapılmıyor ama başarıyla sonuçlanması halinde Ordu’nun darbecilerin emirlerine uyacağından kimsenin kuşkusu yok. İşte bu noktada Kral Juan Carlos bir kez daha ortaya çıkıyor ve demokrasiden yana tavrını koyuyor.


Bu tarih aynı zamanda iki ülke arasındaki paralelliklerin kırıldığı nokta. İspanya 1978 Anayasası ile demokrasi yolunda ilerlerken, Türkiye 1982 Anayasası ile son derece dar bir elbiseyi üzerine geçiriyor. Demokrasi yolunda ilerleyen İspanya, Fransa’nın tüm itirazlarına karşın AET üyeliğine adım adım yaklaşıyor. Türkiye ise, Avrupa Konseyi’nde üyeliğinin askıya alınmasından zor kurtuluyor. O Türkiye, AB ile müzakere eden ülke konumuna geldiği halde, bugün yeni bir anayasa yapabilecek siyasi iradeye ve olgunluğa erişmiş değil.


Yukarıda sözü edilen Türk-İspanyol çalışma grubunu yöneten Gonzalez hükümetinin Başbakan Yardımcısı Narcis Serra, İspanya’da Frankistleri devre dışı bırakan devlet paktıyla başta Ordu’da olmak üzere zihniyetlerin değiştiğine işaret etmiş, katılımcılar Türkiye’de böyle bir pakta varmanın kolay olmadığı üzerinde birleşmişti. Bu olgunluğa erişebilmek için önce İspanya’nın deneyimini incelemek gerek, “İspanya bize benzemiyor” deyip kestirip atmak değil.


http://hispanatolia.com/haber_ozgun_bakis.asp?id=50

.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

The Reflection Cafe

Site İstatistikleri

Locations of visitors to this page

 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı