13 Haziran 2008 Cuma

İdealizm-Realizm Teorileri Bağlamında Uluslararası İlişkiler Tarihi

Şaban ÇALIŞ, Selçuk Üniversitesi
Erdem ÖZLÜK, Selçuk Üniversitesi

Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Sayı 18 / 2007


ÖZET
Birinci Dünya Savaşı sonrasında özgün bir çalışma alanı olarak doğan Uluslararası İlişkiler disiplininin bir asırlık tarihinde ortaya çıkmış büyük tartışmalardan ilki İdealizm-Realizm tartışmasıdır. “Kurucu Tartışma” olarak da adlandırılan bu tartışma, bir yandan alanın terminolojisinin yerleşmesini sağlamış, öte yandan da disiplinin sınırlarını çizmiştir. Bu tartışma, her ne kadar gerçek bir tartışma olmaktan ziyade akademik bir fiction veya reflex olarak karşımıza çıksa da; sadece disiplinin geleceğini şekillendirmekle kalmamış hem Uluslararası İlişkiler öğrencilerine hem de politika yapımcılarına köklü bir referans noktası olarak disiplindeki yerini almıştır. 1919-1950 yılları arasında etkili olan tartışmayı, tartışmanın aktörlerini, tarihini, temel argümanlarını ve iki paradigma arasındaki ayrım noktalarını anlamaksızın disiplinin bugününde etkili olan tartışmaları anlayabilmek ve disiplinin tarihini özümseyebilmek mümkün değildir.

Anahtar Kelimeler: İdealizm, Realizm, Uluslararası İlişkiler, Birinci Büyük Tartışma

ABSTRACT
Idealism-Realism debate is the first one among the great debates in the IR as an academic field emerged after the World War I. Known as the founding debate of the discipline, this debate has not contributed only in setting up the terminology of the field, but also determined its boundaries. Even though some argue that this debate can be depicted as an academic fiction or a reflex rather than a real theoretical debate happened between rival academicians, it has not shaped the discipline’s future only. Also, it acted a valuable reference point both for the students of international relations and policymakers. It is, therefore, impossible to conceive the history of the discipline and current debates unless the rift between the two traditional approaches, their basic arguments, roots and actors effective up to the beginning of the 1950s are understood properly and comprehensively.

Keywords: Idealism, Realism, International Relations, First Great Debate

Giriş Yerine: Geleneksel Uluslararası İlişkiler Teorileri İnsanlığın o güne dek şahitlik ettiği en büyük savaş olan, hem oluşumu ve gelişimi, hem de sonuçlarıyla birçok alanda kırılmalara sebebiyet veren I. Dünya Savaşı, bir disiplin olarak Uluslararası İlişkiler’in kuruluş ve gelişiminde de çok önemli bir rol oynamıştır (Little, 1999:292). Daha doğru bir okuma ile Uluslararası İlişkiler disiplininin, bu savaşın bir ürünü olduğu söylenebilir. (Dunne, 1996:1. Dunn, 1948:145). I. Dünya Savaşı, savaşın devletlerin dış politikalarında başvurabilecekleri rasyonel bir araç olmadığını, kazananlarla kaybedenler arasında çok da bir fark bulunmadığını, yıkımın herkesi etkilediğini; sistemin bazen liderlerin bile kontrol edemeyeceği bir hal alabileceğini, savaşın aslında devlet adamları arasındaki iletişim eksikliğinden kaynaklandığını ve son olarak da demokrasinin yerleşememesinin savaşı ateşleyen bir unsur olduğu iddialarını açık bir şekilde gündeme getirdi (Hollis&Smith, 1990:18). Bunun bir uzantısı olarak da, insanlar bir daha benzer felaketleri yaşamamak adına bu tür felaketlerin önüne nasıl geçebiliriz sorusu üzerinde yoğunlaşmaya başladılar. Sorunun çözümü için öncelikle uygun bir zeminin ve kullanışlı araçların yaratılması gerekiyordu. İşte bu noktada zaten hali hazırdaki birikimlerin de etkisi ile otonom bir sosyal disiplin olarak Uluslararası İlişkiler ortaya çıkacaktı..

Uluslararası İlişkiler sosyal bilimlerin diğer disiplinleri ile karşılaştırıldığı zaman genç bir disiplin olmasına rağmen hızla büyümüş ve her geçen gün giderek daha cazip bir çalışma alanı haline gelmiştir. Bu ilgiyi ve büyümeyi birçok etken ile açıklamak da mümkündür. Bilişim, iletişim ve ulaşım teknolojilerindeki baş döndürücü gelişmeleri, pratik gerekçeleri ve konjonktürel etkenleri bir kenara koyarsak, aslında disiplinin bu denli gelişmesinin en temel gerekçelerinden biri disiplin içerisinde yaşanan teorik tartışmalardır (Spegele, 1982:294).1 Disiplinin ilk yıllarında sadece savaş ve savaşın mirası üzerinde yoğunlaşan ve tarihi baş ucu kitabı olarak benimseyen bakış açısı, özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra uluslararası ilişkilerin gündeminin çeşitlenmesi ile önemini yitirmiş; metodolojik tartışmalarla geçen II. Dünya Savaşı sonrası dönemin ilk yıllarının ardından disiplin, hem paradigma içi hem de paradigmalar arası ciddi tartışmalara beşiklik etmiştir (Banks, 1985:7-27). 1980’lerin sonlarından itibaren Pozitivizm-Postpozitivizm tartışması ile de yeni bir dönem başlamıştır (Lapid, 1989:263. Navon, 2001:611).2

...

Makalenin Tam Metni
.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

guzel ve oldukca faydali bir calisma olmus.benzewr calismalari daha cok gorebilmek dilegiyle.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

The Reflection Cafe

Site İstatistikleri

Locations of visitors to this page

 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı