20 Kasım 2013 Çarşamba

Türkiye’nin Stratejik Kültürü ve Dış Politikada Yansıması

Ramazan Erdağ, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Akademik İncelemeler Dergisi, 8,1: 2013


Özet
Türkiye’nin dış politikası dinamizm ve aktivizmi ile dünya siyasetinde 
cazibe, müzakere ve tartışma merkezi olmuştur. Dış politikada kayıtsızlık 
ve gelenekçilik yerine çok boyutlu ve etkin yeni bir yaklaşım benimseyen 
Türkiye, bölgesel ve küresel politikalarda hayati ve güçlü pozisyonları 
kapsama ve uygulama noktasına getirmiştir. Bu yeni dış politikanın 
mimarı Ahmet Davutoğlu ülke içinde ve dışında çok ses getiren bir 
yaklaşım olarak kabul edilen yeni bir politik vizyon ortaya koymuştur. Bu 
çalışmanın konusu Türkiye’nin dış politika davranışındaki yeni vizyonun 
kuramsal ve pratik yansımalarını araştırmaktır. Bu bağlamda çalışma, 
Stratejik Kültür kavramını ortaya çıkarmakta ve Iain Johnston’un 
kuramsal çerçevesini kullanmaktadır. Türkiye’nin yeni stratejik kültürü 
ve dış politikadaki yansıması bu çalışmanın temel çözümleme birimleri 
ve çalışma alanlarını oluşturmaktadır.

Giriş

Türk dış politikası geleneksel yapısı itibari ile “bekle gör” anlayışı 
temelinde şekillenmiştir. Soğuk Savaş dönemi ve sonrasında bölgesel 
ve uluslararası sorunlarla karşı karşıya bulunan Türkiye’nin 
genelde kendisinden beklenen rolü üstlenemediği görülmüştür. 
Son dönemle birlikte Türk Dış Politikasında önemli bir dönüşüm 
yaşanmaktadır. Bu dönüşümün mimarı olarak nitelendirilen Prof. 
Dr. Ahmet Davutoğlu’nun Stratejik Derinlik isimli eseri Yeni Türk 
Dış Politikasının ana parametreleri konusunda önemli ipuçları 
vermektedir. Davutoğlu Türk Dış Politikasının yeni normlarının 
özgürlük ile güvenlik arasında kurulacak yeni bir bağlantı, komşularla 
sıfır problem ilişkisi, çok boyutlu-çok kulvarlı dış politika, yeni 
bir diplomatik üslup ve ritmik diplomasiye geçiş temelinde olması 
gerektiğini ifade etmektedir. Türkiye bu yeni anlayışla birlikte, yakın 
gelecekte birikmiş sorunlarına çözüm yolları geliştirerek, uluslararası 
kuruluşlarla yakın işbirliği ile birlikte bölgesinde bir güç, uzunca bir 
süredir ihmal ettiği bölgelerle geliştirilecek diplomatik ilişkilerle de 
küresel bir aktör olma iddiasını taşımaktadır. 

Coğrafi olarak dünyadaki muhtemel kriz bölgelerinin yanı 
başında bulunan Türkiye’nin bu yeni girişimleri ile birlikte, Irak ve 
Gürcistan’da yaşanan krizlerde önemli bir arabulucu rolü üstlenmesi 
“başkalarının sorunları ile ilgilenme” ve “tarihi sorumluluğunu” 
yerine getirme gibi idealist temelli bir anlayışın bir uzantısı olarak 
görülebilir. Bu kapsamda Türkiye’nin içinde yer almayacağı bölge 
politikalarının uygulanmasının ne denli zor olduğu da gösterilmeye 
çalışılmaktadır. Bu durum hem bölgesel hem de küresel ölçekte 
Türkiye’nin kendi öneminin farkına vardığını göstermesi açısından 
oldukça manidardır. Peki, bu bağlamda Türkiye’nin yeni dış politikası 
nasıl okunmalıdır? Yeni Türk dış politikasını açıklayabilecek en iyi 
kuram hangisi olabilir? Çalışma yeni Türk dış politikasının analizini 
uluslararası ilişkiler teorisinde 1970’li yıllarla birlikte ortaya çıkmaya 
başlayan stratejik kültür kuramı ile ele almaktadır. Bu yönüyle 
Türkiye’nin dış politikasının kuramsal çerçevesi stratejik kültür 
yaklaşımına göre incelenecektir

...

Makalenin tam metni için, tıklayınız.


Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

The Reflection Cafe

Site İstatistikleri

Locations of visitors to this page

 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı