Ekopolitik.org
2008 yılından bu yana, Türkiye'deki kimlik sorunlarına ilişkin çeşitli gayri-resmi diplomasi toplantıları yürüten Ekopolitik, bu toplantıların ilk Avrupa ayağını "Türkiye'nin Büyük Çatısı: Avrupa-Almanya Durağı" adı altında, 26 Mayıs 2012'de Almanya'nın Köln şehrinde gerçekleştirdi. NH Mediapark'taki toplantıda, farklı kimlik gruplarına mensup Türkiye'den 16, Avrupa'dan ise 31 olmak üzere toplamda 46 katılımcı yer aldı. Toplantıda, Avrupa'da yaşayan T.C. kökenli vatandaşların kimlik, aidiyet ve entegrasyon başta olmak üzere çeşitli sorunları, Alman ve Türk hükümetlerinden beklentileri, özellikle Kürt Sorunu başta olmak üzere, etnik veya dinsel kimlikle alakalı sorunlara Avrupa'daki vatandaşların yaklaşımları, Avrupa'da bu sorun çerçevesindeki örgütlenmelerin Türkiye'deki çatışma ortamı ile olan etkileşimi gibi konular masaya yatırıldı.
Genel olarak toplantıda öne çıkan temaların başında hem Avrupa'daki T.C. kökenli vatandaşların gittikleri ülkelerde hem de T.C.'deki farklı kimlik gruplarına ait vatandaşların ülkemizde karşılaştıkları "asimilasyon/entegrasyon" politikaları ve bu grupların birbirlerini anlamaya yönelik empati kurmalarının gerekliliği yer alıyordu. Buna ek olarak, yakın siyasi-tarihi süreçlerde yaşanan travmalar ve bunların etkileri, "misafir işçi" statüsü ile gelen ve artık üçüncü nesille birlikte Avrupa'da kalıcı bir hayat kuran vatandaşların politik/hukuksal düzlemlerde karşılaştıkları sorunlarla, bundan farklı olarak 1980 sonrası Türkiye'deki siyasi durum çerçevesinde Avrupa ülkelerine göç etmiş, politize olmuş vatandaşların sorunlarının benzerlik ve farklılıkları üzerinde duruldu. Kürt sorununa ilişkin olarak Türkiye ile olan duygusal bağın ya yaşanan travmalar çerçevesinde kopması ya da hâlâ devam etmesi durumlarının yarattığı olumlu veya olumsuz etkiler ve özellikle sorunun çözümü için gerekli olan diyalogun sağlanmasına ve toplantıların devam ettirilmesine yönelik temenniler toplantı süresince sıklıkla dile getirildi.
Prof. Dr. Vamık Volkan'ın ağaç modeli temel alınarak yapılan bu çalışmada, ilk kısımda Avrupa ülkelerine göç etmiş farklı gruplardan vatandaşların sorunları konuşuldu. Daha sonraki kısımlarda ise başta Kürt diasporası olmak üzere, Kürt sorununa ilişkin muhatap kabul edilebilecek grupların hangileri olduğundan ve bunlara ilişkin ne tür çalışmaların yapılması gerektiğinden bahsedildi. Toplantıya BDP kanadından ve diasporada silahlı mücadeleden yana olan gruplardan temsilcilerin katılmamış olmalarının toplantının temsil gücünün yeterliliği konusunda bazı katılımcılarda yarattığı çekincelere rağmen genel olarak toplantının hedeflenen gündem maddeleri çerçevesinde çeşitli konularda farklı grupları temsil gücü de bulunan katılımcılarla verimli geçtiği toplantının farklı grupların ortak bir çözüm için diyalog adına bir araya gelmelerine ön ayak olduğu ve sürdürülebilirliğinin elzem görüldüğü sıklıkla dile getirildi.
Toplantıda farklı konulara ilişkin çeşitli çözüm önerileri de konuşuldu. Diyalogun gelişmesi, karşılıklı önyargıların kırılması için toplantıların diğer Avrupa ayaklarının İsveç, Fransa ve Belçika'da gerçekleştirilmesi, benzer toplantıların genç jenerasyonlar ile yeniden yapılması, Avrupa'da bu toplantıların sürdürülebilirliğine yönelik bir çekirdek ekibin oluşturulması ve eş zamanlı olarak bu sorunların Türkiye'de de, örneğin Diyarbakır'da da durum ne olursa olsun, silahlar susmasa da, konuşulmaya devam edilmesi önerileri sunuldu. Hak ve özgürlüklerin demokrasi çerçevesince hukuk tarafından güvenceye alınmasının öneminden sıklıkla bahsedildi. Özellikle, bir grubun hak ve özgürlükleri tartışılırken bunun genel demokratikleşme konusunda herkese eşit uzaklıkta politikalar oluşturacak şekilde ele alınmasının, örneğin, Kürt sorunu tartışılırken, farklı konularda yaptıkları protestolarda tutuklanan genç öğrenci eylemcilerin de durumlarının değerlendirilip tartışılmasının gerekliliği vurgulandı. Alman ve Türk devletlerinin Avrupa'da yaşayan T.C. kökenli vatandaşların durumlarına ilişkin, kendi aralarında şeffaf bilgi alışverişinin sağlanması, yurtdışında yaşayan Kürtler ve Alevilere ilişkin Türkiye'den ilgili bakanlıkların yetki alanlarının tahsis edilerek, Avrupa'da göç ettikleri ülkelerin hükümetlerine karşı kültürel hakları başta olmak üzere haklarının korunması konuları da öneriler arasındaydı. Çifte vatandaşlığın tanınmasına yönelik temennilerin yanı sıra, anayasa tartışmalarından çıkacak sonuçların önemi üzerinde de sıklıkla duruldu. Genel olarak, demokratikleşme ve açılım süreçlerinin yeniden değerlendirilmesi ve barışçıl çözüm önerilerinin tekrar konuşulmaya başlanmasının gerekliliğinden bahsedildi. Ek olarak, yöntemsel anlamda bir katkı olarak, temsil edilen grupların içerisine devlet, hükümet, polis akademisi gibi tarafların da alınarak toplantıların genişletilmesi de Ekopolitik'in değerlendirmesine sunuldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder