11 Şubat 2005 Cuma

Istanbul'un Yesilini Kim Yok Etti?

.
Orhan Kural, Istanbul Teknik Univ.
.
Her İstanbullunun oturduğu ilçede bir ormanda yürüme, oksijen alma, yeşil görme, ve temiz hava teneffüs etme anayasal hakkına sahiptir. Ben yol kenarlarındaki 10-15 ağaç veya ufacık parklardan bahsetmiyorum. Psikolojik olarak rahatlamak için içinde saatlerce dolaşılabilecek, insanın toprağa basabileceği koruluk ve ormanlardan söz ediyorum. New York’un Manhattan Adası, Tokyo ile birlikte dünyanın en pahalı arazilerinden biridir. Koskoca Central Park’ın (1843 dönüm) bir bölümünü hiçbir politikacı inşaata açmayı aklının ucundan bile geçirmiyor. Beni Yunanistan sınırından alan bir resmi araçla Arnavutluk’un başkentine gidiyordum. Tiran levhasını gördükten sonraki 15 dakikalık yol boyunca sağım solum hep ormanlıktı, tek bir ev bile göremedim. Herhalde burası başkent “Tiran'' olmamalı diye düşündüm. Şoför “Evet başkentimiz Tiran’a girdik'' dedi. “peki, ev yok'' dedim. Yanıtı ülkem adına ibret verici idi. “burası bizim oksijen depomuz, kimse dokunamaz''. Ama İstanbul’a dokundular, hatta yumrukladılar ve baştan sona adım adım yok ettiler. Çok üzülerek ve yakınlarını depremde kaybedenlerden özür dileyerek, İstanbul’u ancak arkasından planlı, yeşil ve çağdaş bir İstanbul inşa edilecekse bir deprem kurtaracak diyorum. Aslında ben utanmamayım da bana bu satırları yazdırmak zorunda bırakanlar utansın. Yaşadığımız kuraklık ve ardından gelen seller hep biz insanların suçu, doğa da kendi yöntemleri ile bizlerden intikam alıyor. Bakalım doğa mı, yoksa insan mı güçlü?
.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

The Reflection Cafe

Site İstatistikleri

Locations of visitors to this page

 

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı